4

Bir Farklı Bakışta Eşsiz Olan Kayseri

Orta Anadolu`nun, sanayi ve ticaret merkezi Kayseri, başta Paleolitik ve Prehistorik çağlara ait olmak üzere Kültepe Kaniş-Karum`un da ortaya çıkan katlar ve diğer yörelerde yapılan tespitlere göre Eski Tunç, Hitit, Frig Helenistik, Roma Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerden oluşan zengin bir kültürel mirasa sahiptir.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri (eski Mazaka, Kaisareia), klasik çağlarda Kapadokya adı verilen bölgededir. Kızılırmağın güneyinde bulunan bu bölge, Tuz gölünden Fırat nehrine kadar uzanır. İpek yolu buradan geçer. Bu nedenle her çağda tüm ulusların ilgisini çekmiş ve pek çok uygarlıkların beşiği olmuştur.

SPOR TURİZMİ


Kayak ( Erciyes ) : Orta Anadolu`nun en yüksek doruğu olan Erciyes Dağı (3916 m.) Kayseri ilinin 25 km. güneyinde yükselir. Sönmüş bir volkan olan dağın yüksek kısımları yılın her mevsiminde kalıcı karlarla örtülüdür. Dağın kuzeyinde ise bir km. uzunlukta bir dağ buzulu mevcuttur. Kayak Merkezi Dağın kuzey yamaçlarında yeralan Tekir Yaylası üzerindedir. Erciyes, Kayak Merkezi olmanın dışında, dağcılık sporu açısından ülkenin önemli dağlarından biridir.



Kayak tesislerine en yakın havaalanından (Kayseri-Erkilet) otobüsle 40 dakika, kent merkezinden 30 dakikada ulaşılmaktadır. Kayseri şehir merkezinden kayak tesislerine ulaşım özel araçlarla mümkündür. Ayrıca bir çok otel müşteriler için servis organize etmektedir.

Erciyes Dağınının doğu ve kuzey yamaçlarında yeralan kayak alanları 2200 -3100 metre yükseklikleri arasındadır. Kayak için en uygun zaman 20 Kasım-20 Nisan tarihleri arasıdır. Normal kış koşullarında kar kalınlığı 2 metre dolayında bulunmaktadır. Genellikle toz kar niteliğindedir. Yaz Kayağı, Tur Kayağı ve Helikopterli Kayak yapılması mümkündür. Yörede karasal iklim hüküm sürmektedir. Hakim rüzgar yönü güney ve batı yönlerindedir.



Dört devlet konuk evi, bir otel bulunmaktadır. Konaklama yerlerinde lokanta, bar, yüzme havuzu, kayak hocası ile malzeme kiralama hizmetleri mevcuttur. Ayrıca büyük bir kafeterya ve sağlık ocağı bulunmaktadır. Kayak merkezinde toplam 1905 kişi/saat 2 adet teleski ve 1 adet telesiyej olmak üzere 3 adet mekanik tesis mevcuttur.

Rafting : Aladağlar Milli Parkı alanında yer alan Zamantı ırmağında rafting yapılmaktadır.Zamantı ırmağı üzerinde biri 1 km. olmak üzere iki doğal köprü bulunmaktadır. Ayrıca amatör raftingciler için Kızılırmak`ta rafting yapılacak parkurlar tespit edilmiştir.

Yamaç paraşütü : Kayseri ili sınırlarındaki Ali Dağı, il merkezine 15 dk. uzaklıktadır. Kayseri elverişli coğrafyası ile yamaç paraşütünün yanı sıra, kayak, bisiklet gibi diğer sportif turizm çeşitlerine de olanak sunar. Erciyes Ünivesitesi`ndeki Sivil Havacılık MYO, Ali Dağına hafta sonları eğitim uçuşları düzenlemektedir. Kalkış Pistleri ; 600 ile 750 irtifa farkına sahip, birisi güney, diğeri kuzey rüzgarlarına uygun iki kalkış pisti mevcuttur. Stabil rüzgarlarda tepenin dik ve düzgün eğimi saatlerce yelken yapmaya elverişli,ancak türbülanslı havalarda dikkatli olmak gereklidir. İniş Pistleri: Tepenin önünde rahatlıkla iniş yapılabilecek alanlar bulunmaktadır.

TARİHİ ESERLER


Kayseri Kalesi : Şehir merkezinde, Kayseri surları ve kalesi geniş bir alana sahiptir. Roma İmporaloru III. Gordianus zamanına (M.S 238-244) ait sikkelerdeki bilgilere göre bu tarihte Kayseri`de surların inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bizanslılar döneminde Justinian şehri koruyabilmek için esas suru daraltmıştır. Kayseri Kalesi iki bölümden ibarettir: Dış kale, iç kale. Dış kalenin önemli bir bölümü yok olmuştur.İç Kale, hiç bir yönden dış kale ile bağlı bulunmamaktadır. Müstakil bir yapı durumundadır. Doğu ve güney kısmında ayrı biçim ve kuruluşta iki kapısı vardır. Sonradan Cumhuriyet Meydanına bakan üçüncü bir kapı daha açılmıştır. Kale içi, kuyumcular tarafından çarşı olarak kullanılmakta olup; ayrıca Fatih dönemine ait Kale Camisi bulunmaktadır.



Vezir Hanı : III. Ahmed zamanında Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından 1727 yılında tüccarların oturması için yaptırılmıştır. Mimari bakımdan çok enteresan olan bu handa halı, yün ve pamuk alımı mümkündür..

Sultan Hanı : Bünyan ilçesi Sultanhanı Köyü`nde 1236 yılında 1. Aleaddin Keykubad tarafından yaptırılan ve 3.900 metrekarelik alanı kaplayan han, masif duvarlar ve çeşitli takviye kuleleriyle dıştan bir kaleyi andırmaktadır.

Karatay Hanı : Bünyan ilçesi Karadayı Köyünde 1240 yılında Atabey Emir Celaleddin Karatay tarafından 2. Keyhüsrev zamanında yapılan hanın, iri saç örgülü beden kulelerinin bulunduğu kapısı çok görkemlidir



Gıyasiye Medresesi ve Gevher Nesibe Şifaiyesi : Kayseri Tıbbiyesi, Selçuklu Sultanı Gevher Nesibe`nin vasiyeti üzerine, Ağabeyi Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1206 yılında yapılmıştır. O devirde, Gıyasiye (Temel Bilimler) ve Darüşşifa`sı (Hastane), tek planla birlikte ve yan yana inşaa edilmiş, ikisi Tıp eğitim ve öğretimini başlatmıştır. Temel bilimlerde okuyan talebelere, Talib ve hastanede hasta başında pratik yapan ve daha ileri seviyelere yükselen talebelere ise Danişmend adı verilmekte idi. Bu eser dünyanın en eski Tıp Fakültelerinden biridir.

Seraceddin Medresesi : Gavremoğlu Mahallesi, Hunat Külliyesinin güneydoğusunda bulunan medrese, gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Seraceddin Lale Bedr ( Emin) tarafindan 1238 yılında yaptırılmıştır



Hunat Medresesi : Hond, Huand gibi de yazılan bu isimle, Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat`m eşi ve 11. Gıyaseddin Keyhüsrev`in annesi Mahperi Hatun anlatılır. Medrese, şehir merkezinin Kağnıpazarı mevkiindeki Hunat Hatun Külliyesi`nin bir parçasıdır. Plan itibariyle dıştm dikdörtgen bir çerçeveye sığdırılmış iki eyvanlı medreselerdendir. Medresenin kitabesi yoktur. Ancak caminin iki cümle kapısındaki kitabelerden 1238 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

Sahabiye Medresesi : Cumhuriyet Meydanında bulunan medrese, 1267 yılında, Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahrüddin Ali tarafından çeşmeyle birlikte yaptırılmıştır. Avluya bakan odaları işyeri olarak kullanılan medrese, aslına uygun onarılmıştır.

Hacıkılıç Medresesi : İstasyon Caddesinde üzerinde yer lan Hacı Kılıç Camisi ve Medresesi 1249/50 yılında İzzettin Keykavus tarafından yaptırılmıştır. Yapının sağ tarafı medrese, sol tarafı camidir.



Tekgöz Köprüsü : Kayseri`ye 30 km. uzaklıkta ve Kızılırmak üzerindedir. 1202/3 tarihinde Kayserili Hacı Ali Şir Bin Hüseyin tarafından yaptırılmıştır.

Güpgüpoğlu Konağı : Cumhuriyet Mahallesi`ndeki bu konağın yapımı 1419-1497 yılları arasında başlamış, ilave ve onarımlarla bugünkü haline kavuşmuştur. Haremlik ve Selãmlık olmak üzere iki bölümdür.



Erkilet`te Hıdrellez Köşkü : 1241/42 yıllında yaptırılmış bir Selçuklu dönemi köşküdür..

Haydar Bey Köşkü : XIV. Yüzyılın ikinci çeyreğinde yapılmıştır. Kente 5 km. uzaklıktadır.

Babük Bey Köşkü : Moğol beylerinden Babük Bey tarafından 1366/67 yılında yaptırılmıştır.

İNANÇ TURİZMİ


Han Camii : Seyyid Burhanettin Bulvarı üzerinde bulunan cami ve kümbet 13. Yüzyıl ortalarında Selçuklular zamanında yapıldığı tahmin edilmektedir. (Handan camiye dönüştürülmüştür)

Hacı Kılıç Camii ve Medresesi : Sahabiye Mahallesi, İstasyon caddesi üzerinde bulunan cami ve medrese, 1249 yılında Selçuklu vezirlerinden Abdul Kasım Ali Tasil tarafından yaptırılmıştır (Sultan İzzettin Keykavus Dönemi). Cami ve medresenin giriş kapıları ince bir şekilde işlenmiştir



Hunat Hatun Camii : Camii, medrese, türbe ve hamamdan oluşan bu külliye, gerek genel görünüşü, gerekse yapılış şekliyle Anadolu`da bulunan Selçuklu eserlerinin en güzel ve en önemlilerinden biridir. Kayseri kalesinin doğusunda, şehiri çevreleyen surların dışında yer alan külliye; 1237-1246 yılları arasında I. Keykubat`ın karısı II.Keyhüsrev`in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından yaptırılmıştır

Kurşunlu Camii : 1574 yılında doğan Hacı Mehmet Paşa tarafından yapılmış olun bu caminin planını bizzat Mimar Sinan çizmiştir. Kubbesi kurşunla örtülü olduğu için Kurşunlu Cami denilmektedir.

Lale (Lala) Camisi : XIII. yüzyıl Selçuklu dönemi eseridir. Lala Musluhiddin Paşa tarafından yaptırıldığı ileri sürülmektedir.



Soğanlı Kaya Kiliseleri : VIII. ve XIII. yüzyılda Kappadokya bölgesinde yapılan kilise (şapel) ve manastırlardan en ilginç plan ve görünüşe sahip olanları Soğanlı`dadır. Soğanlı kaya kiliselerinin duvarları değişik renklerle boyanmış durumdadır ve üzerine resimler yapılmıştır. Ayrıca bu kiliseler içinde ve bazı kaya oluklarında dini resimlerin yasaklandığı ikonoklastik döneme ait tek renkli geometrik motifler ve haç resimleri bulunmaktadır.

Duvar resimlerindeki konular İncil`den alınmıştır. İsa peygamberin doğumu, vaftiz edilişi, mahkemesi, mucizeleri, çarmıha gerilişi, Hz. Meryem`in başından geçen olaylar, at üzerinde Kudüs`e gidişi ve azizlere ait freksler vardır. Soğanlı kiliseleri arasında Tokalı, Gök, Karabaş, Canavar, Meryem Ana, St. Barbe ve Geyikli kiliseleri en fazla ilgi çeken ve gezilen yerlerdir.

Bölge`de Roma döneminden kalma Azize Barbara (Tahtalı ), Karabaş, Büyük Kilise, Saint Joan Kilisesi, Yılanlı Kilise, Kubbeli Kilise, Saint George Kilisesi, Gök ve Tokalı Kilise de ilgi çeken eserler arasındadır. Ağırnas`ta da Agios Prokopios Kilisesi önemli eserler arasında yer alır.



Surp Kirkor Lusovoriç Kilisesi : Kayseri`nin Bizans Hıristiyan dünyasındaki öneminin en iyi örneklerinden biri de, Hacılar- Erciyes yolu üzerinde, merkezden yarım saat yürüme mesafesinde olan, ibadet ve ziyarete açık Surp Kirkor Lusovoriç Kilisesi. Rivayete göre kilisenin temeli, 1700 yıl önce atılmış. Gençliğinin büyük bir bölümünü Kayseri`de geçiren Surp Krikor (Aziz Gregory), Ermeni kilisesinin kurucusu ve ilk piskoposuymuş.

Bugün kilisede, mart ve haziran aylarında olmak üzere, yılda sadece iki kez dini tören yapılıyorsa da zamanında bin kişilik bir cemaati varmış. İstanbul Ermeni Patrikliği tarafından yönetilen bu törenler için, İstanbul`dan din adamları geliyor. İstanbul ve başka ülkelerde yaşayan Ermeniler için bu kilisenin büyük önemi var.

Sırçalı Kümbet : Sırçalı kümbet, Kayseri`de Birinci Endüstri Meslek Lisesinin bahçesinde yer almaktadır. Geniş, dört köşe planla kaide üzerine oturtulmuş ve yuvarlak planlı bir sanduka odasına sahiptir. Silindir şeklinde olan bu türbe çok düzgün ve üstün işçilikle kesme taşlardan yapılmıştır. 14. yüzyıl eserlerindendir.



Melikgazi Türbesi : Melikgazi Türbesi, Pınarbaşı ilçesinin Melikgazi köyündedir. Kayseri`ye 91 km uzaklıktadır. Kare kesitli plan üzerine kurulmuş klasik Selçuklu türbeleri tarzında iki katlı olarak inşa edilmiştir. 7 sanduka ve cesedin yer aldığı türbede mumyalı olanı Melik Gaziye aittir. Mimarisi ile bölgenin tek örneğidir.

Döner Kümbet : Döner kümbet, Kayseri`de Talas yolu üzerinde bulunmaktadır. Prenses Şah Cihan Hatun adına yaptırılmış önemli ve görkemli bir türbedir. Selçuklu eserlerinin en güzel örneklerindendir. Sarımtırak kesme taştan on iki köşeli ve yüzlü olarak (her yüzünde değişik geometrik şekiller ve efsanevi yaratıkları sembolize eden kabartmalar vardır) inşa edilmiştir.

Mahperi Hunat Hatun Türbesi : Mahperi Hatun türbesi, şehir merkezinde Hunat camii ile medrese arasında yapılmış mimari karakterli anıtsal bir Selçuklu eseridir. Sekiz köşeli olarak ve süslü bir şekilde yapılmış bulunan türbenin içerisinde yan yana üç mezar taşı bulunmaktadır.

Çifte Kümbet : Çifte kümbet, Kayseri`de Sivas caddesinde bulunmaktadır. Eyyubi hükümdarı Melik Adil`in kızı Adile Hatun adına kızları tarafından 1247 yıllarında yaptırılmıştır. Kare şeklinde ve kenarları sade silmeli, yüksek kaide üzerine oturtulmuş sekizgen bir kümbettir.

ANTİK KALINTILAR VE ÖREN YERLERİ


Soğanlı Harabeleri : Açık müze olarak ziyarete açık bulunan Soğanlı harabeleri Yeşilhisar ilçesinin Soğanlı köyündedir. Bizanslılar döneminin MS 3-7 inci yüzyıllarından kalma birçok kalıntılara sahiptir. Bu kalıntılar, Kubbeli Kilise, Ak Kilise, Büyük Kilise, Yılanlı Kilise, Saklı Kilise, Meryem Kilisesi, Geyikli Kilise adlarıyla anılan kilise kalıntılarıdır. Soğanlı köyüne yakın olan Yeşilhisar`ın Erdemli, Doğanlı, Başköy ve Araplı köylerindeki kiliseler de Nevşehir`in Göreme kiliselerinin benzerleridir. Ayrıca Ürgüp, Göreme vadisinde yer alan peribacalarının devamı da bu bölgededir



Fraktin Kaya Yazıtları : Develi ilçesinin güneydoğusunda yer alır. Bir su kenarındaki kaya üzerine kabartma olarak işlenmiştir. Hitit sanatının en güzel örneklerinden birisidir. Sahne iki kısımdan ibarettir. Sol taraftakinde orta yerde duran bir sunağın iki tarafında iki şahıs karşılıklı ayakta durmaktadır. Figürlerin üzerindeki hiyeroglif (resim yazısı) yazısından sağdakinin III. Hattuşiliş, soldakinin de fırtına tanrısı Teşup olduğu anlaşılmaktadır. Kabartmanın sağ tarafındaki sahnede ise oturan tanrıça ile ayaklarına kadar inen bir örtüye sarınmış bir kadın görülmektedir. Üst tarafındaki yazılardan bu kadının III. Hattuşilişin karısı "Büyük kraliçe Pudu-Hepa" olduğu bilinmektedir.Bu kabartmanın M.Ö, XIV. yapıldığı anlaşılmaktadır.



İmamkulu Kayası : İmamkulu kaya kabartması, Develi ilçesine 40 km kadar uzaklıkta İmamkulu köyünün Şimşekkaya mevkiinde bulunmaktadır. İri blok kayanın oval şekil verilmiş yüzünde fırtına tanrısı; üç dağ tanrısının eğilmiş başları üzerinde boğa koluşu bir arabaya binmiş olarak görülür.Abide üzerinde fırtına tanrısının adı olan işaretlerden başka yazı bulunmadığından zamanını kati olarak bilemiyoruz. Fakat motif ve stil özelliklerinden bu abidenin de "Büyük Hitit Devleti" zamanına ait olduğu tahmin edilmektedir.



Karakuyu Kartuşu : Pınarbaşı İlçesine bağlı, Karakuyu Köyündeki, Viranşehir höyüğünün üst tarafında bulunmuştur. Bu tür büyük blok taşlar üzerine işlenmiş kit genelde kuyu ve su başlarına konduğu bilinmektedir. Kayseri Arkeoloji Müzesine, Karakuyu Köyünden 1932 senesinde getirilmiş ve müzenin en güzel köşesine konmuştur. Hitit sanatının en güzel örneklerinden biridir. iki kanatlı Hitit Güneş Kursu stelin tam üst ortasına büyük bir incelik ve ustalıkla işlenmiştir. Kanatlarının içinin işlenişi ve süslemeleri ayrı bir özellik taşır. Hemen güneş kursunun altında Hitit Hiyeroglif (Resim yazısı) ile yazılmış iki satırlık kit yer alır. Kabartma ve kalın olarak yazılan birinci satırda; `Hattuşili, kahraman büyük kral IV. Tuthalia büyük kral kahraman` ikinci satırda ise; Tanrı ve dağ adları sıralanmaktadır. Bugün bu satırın tam olarak okunuşunu anlamak mümkün olmamıştır.



Kültepe : Kültepe, Kayseri-Malatya karayolunun 22. kilometresinden sonra 3km. kadar içerde bir tepedir (höyüktür). Karahöyük köyü içindeki Kültepe; biri yerlilerin oturduğu höyüten, öteki aşağı şehir veya Asurlu tüccarların yerleştiği Karum alanından oluşmuştur. Höyüğün çapı 500 m., ova seviyesinden yüksekliği 20 m.`dir

Höyükte yapılan kazılardan şehrin; Roma, Helenistlik Greco, Pers ve özellikle Tabal dönemindeki önemini Geç-Hitit döneminde de koruduğu anlaşılmıştır.Höyükte ve Karum`da 1948 yılından itibaren sistemli kazılar devam etmektedir. Ticaret hayatıyla ilgili çivi yazılı önemli tabletler bulunmuştur.Kültepe, Kaniş-Karum Orta Anadolu`nun eski bir yerleşim yeri ve ticaret merkezi olması bakımınde çok önemlidir.



Kuruköprü (Talas) : Talas ilçesine bağlı Kuruköprü Köyündedir. Roma dönemi su kemeridir. Bir dere üzerine kurulmuş 1 adet sivri, 13 adet yuvarlar kemerden oluşur. Selçuklular döneminde kemer araları doldurularak su bendi haline getirilmiştir. Yapı ikiye bölünmüş vaziyette ayaktadır. Köprü yüzleri kesme yontu taşla yapılmış, iç kısımları molozlarla doldurulmuştur. Batıda ayaklara takviyeli büyükçe sivri bir kemer bulunur.Kemerler üzerinde boydan boya uzanan su kanalının yarım olan yan duvarları çoğu yerde yıkılmıştır. Kuzey cephesi takviyelidir. Köprünün batı tarafındaki bir kısım yerleri yıkıktır.



Roma Mezarı : İl merkezinde İstasyon caddesinde medrese arkasında bulunan Roma Mezarı ile Felahiye ilçesine 7 km uzaklıktaki büyük mermer taşlardan yapılmış olan Roma Mezarı en önemlilerindendir. Bu mezarların Kapadokya`nın Roma eyaleti olduğu dönemde yapıldıkları bilinmektedir.

Tomarza Kaya Mezarları : Kömür köyü batısında bulunur ancak hakkında pek fazla bilgi yoktur.

DOĞAL GÜZELLİKLER


Kayseri - Sultansazlığı Tabiatı Koruma Alanı : İç Anadolu Bölgesi`nde Kayseri ili, Develi-Yahyalı ve Yeşilhisar ilçeleri, Sultansazlığı mevkiinde yer almaktadır. Alanın büyüklüğü; 3650 Ha. Yay Gölü 1900 Ha.,Kebir Sazlığı 3300 Ha. Sultansazlığı,8350 Ha. Otluk Alan olmak üzere toplam 17.200 Ha.dır. Sahaya Kayseri -Niğde devlet karayolunun 62 km. sindeki Yeşilhisar ilçesinden ayrılan 15 km.lik bir yol ile ulaşılmaktadır.

Milletlerarası öneme sahip sulak saha habitatın da nesli tehlikeye düşmüş veya düşebilir türlerin de yer aldığı 301 kuş türü bulunması, 85 kuş türünün kuluçka yaptığı Türkiye`nin en önemli kuluçka alanlarından biri oluşu , tatlı ve tuzlu su ekosistemlerinin bir arada bulunduğu nadir bir ekosistem oluşu, Avrupa`da turna, Flamingo, balıkçıl, kaşıkçı kuşlarının bir arada kuluçka yaptığı tek alan olması, göç yolları üzerindeki önemli bir kuş toplama yeri oluşu özelliklerini oluşturmaktadır. Sahada saz, kamış(Prakmites communic), Üç köşe (Scirpus ssp.), Kındıra (Carex ssp.), sulak saha içinde Nilüfer, Göl Sarmaşığı ve yosunlar bulunmaktadır. Memelilerden; su faresi,yarasa, adalarda tilki ve tavşan, balıklardan; sazan ve bazı küçük balıklar, sürüngenlerden; su yılanı ve kertenkele, adalarda su kaplumbağası, kurbağa ve sülük bulunmaktadır.



Kapuzbaşı Takım Şelaleri : Yahyalı İlçesine 76 km. uzaklıkta olan ve boyları 30-50 m. arasında değişen yedi ayrı dizi halinde akan Yahyalı Şelaleleri Zamantı nehrine karışmakta ve bu nehirlerle birlikte Seyhan`a ulaşmaktadır.Debisi ve yüksekliği ile dünyanın belli başlı şelalelerinden olan Yahyalı Şelaleleri, görüntüsü ile insanları büyüleyen bir tabiat harikasıdır.

SAĞLIK TURİZMİ


Bayramhacı Kaplıcası : Kayseri`nin 65 km. batısında, Bayramhacı köyüne 1,5 km. uzaklıkta yer alan kaplıcada 55 oda 140 yatak kapasitesi, iki erkek, iki bayan olmak üzere toplam dört havuzla hizmet vermektedir. Kaplıcanın 38ºC / 40ºC sıcaklığındaki suyun romatizma, deri, kalp ve kan dolaşımı, solunum yolu ve kadın hastalıkları tedavisinde yararlı olmaktadır.

Tekgöz Kaplıcaları : Kayseri`ye 33 km. uzaklıkta Kocasinan ilçesi Yemliha kasabasında bulunan kaplıcada, biri erkek biri bayan olmak üzere iki havuz mevcuttur. Kaplıcanın 43ºC sıcaklığındaki suyu; romatizma, deri, solunum yolu, böbrek ve idrar yolları, kadın hastalıkları tedavisinde yararlı olmaktadır.

MÜZELER


Arkeoloji Müzesi : 1929 yılında. Selçuklu eseri Hunat Hatun Medresesinde hizmete açılan müzenin yetersiz hale gelmesi nedeniyle Gültepe Parkı yanında açılan yeni müze binası 1969 yılında ziyarete açılmıştır.Müzedeki eserler kronolojik bir sıra dahilinde teşhir ve tanzim edilmişlerdir. Sergilenen eserlerin büyük bir bölümünü Kültepe kazısında ele geçen eserler, satın alma, hibe veya müsadere yolu ile çevreden toplanan eserler oluşturmaktadır.

Tıp Tarihi Müzesi : Tıp Tarihi müzesi, Selçuklu sultanı İkinci Kılıçaslan`ın kızı Gevher Nesibe Sultanın vasiyeti üzerine kardeşi Gıyaseddin Keyhusrev tarafından 1205 yılında Anadolu`nun ve Avrupa`nın ilk tıp okulu ve hastanesi olarak yaptırılmıştır. Bugün müze olarak kullanılmaktadır. Bu müzede ilaç yapımında kullanılan aletler, reçetelerden örnekler, tıbbi kitap ve dokümanlarla, çeşitli tıbbi araç-gereçler ve hasta ile akıl hastalarını iyileştirici çeşitli mekanları içeren odalar yer almaktadır.



Güpgüpoğlu Konağı (Etnoğrafya Müzesi) : Şehir içinde Cumhuriyet Mahallesindedir. Mevcut evlerin en eskisi ve iyi muhafaza edilenidir. Bu ev haremlik ve selamlık olmak üzere iki bölümdür. 1419-1497 tarihleri arasında yapılmaya başlanan bu evin, XVIII. yüzyıla kadar bölüm bölüm yapıldığı anlaşılmaktadır .; 18 Mayıs 1995 tarihinde, Müzeler Haftası kutlama programı içinde "Müze Ev" olarak açılışı yapılmıştır.

Ahi Evran Esnaf ve sanatkarlar Müzesi : Kayseri Esnaf Odaları Birliği tarafından tefriş edilerek müzeye dönüştürülmüştür. Türkiye`nin ilk ve tek `Esnaf ve Sanatkarlar Müzesi` dir.



Kadir HAS Kent ve Mimarsinan Müzesi : Kadir Has Kültür Merkezi kompleksinin ilk bölümü olarak hizmete giren Kent ve Mimarsinan Müzesi 6 kattan oluşuyor.Bilgi merkezi hüviyetindeki zemin ve birinci katında digital ekranlar, maketler, prodüksiyonlar ve kiosklarla Kayseri Kenti ve Mimarsinan ile ilgili bilgiler izleyicilere sunuluyor.Fuar Alanı`na yaptırılan Kent ve Mimarsinan Müzesi binasında ayrıca, kafeterya, restaurant, seyir terası ve idare katı bulunuyor. Sosyal-kültürel alanda önemli bir boşluğu dolduracak olan tesis, farklı estetik yapısı ile de dikkat çekiyor.

Atatürk Müzesi : Atatürk müzesi ise Atatürkevi`nde bulunmaktadır. Bu müzede mumdan yaptırılmış Atatürk heykeli ile Atatürk`ün milli mücadeledeki resimleri sergilenmektedir.

Kayseri Müzesi : 1930 yılında Hunat Hatun Medresesi`nde kurulmuş, 1969 yılında Gültepe Mahallesi, Kışla Caddesi`nde yeni yapılan bugünkü binasına taşınmıştır. Eserler kronolojik bir düzen içerisinde iki büyük salon ve bahçede sergilenmektedir. 
                                        alıntıdır(hikayeler.net)DEVAMI GELECEK:)
Bugün 7 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol